- nefret
isim Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- tiksinti
isim Tiksinme işi, tiksinme, nefret"Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir." - A. Ş. Hisar
- isteksizlik
isim İsteksiz olma durumu"Eskisi gibi çalışmaktan zevk almıyordu. İçinde anlaşılmaz bir isteksizlik vardı." - R. N. Güntekin
- iğrenme
isim İğrenmek işi"Güzelliği görmekten, çirkinliğe bakıp da iğrenmeye vakit bulamaz." - Y. K. Beyatlı
- tiksinme
isim Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret"İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı." - S. F. Abasıyanık
- istikrah
isim Tiksinme, iğrenme"Genç kız korku ve istikrahla göz kapaklarını sıktı." - P. Safa
- tiksinmek
-den Bir şey, bir kimse, bir düşünce, bir durum vb.ni kötü, iğrenç veya aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, ikrah etmek, istikrah etmek"Herkes, körü körüne emrine girdiği bu adama tiksinerek bakıyor." - N. F. Kısakürek
- antipati
isim Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
- hoşlanmamak
- sevmeme
- aversiyon
- hoşlanmama, sevmeme, nefret, nefret edilen şey
- tiksinti veren şey
- yıldızı barışmamak