- fal
isim Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı"Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım." - P. Safa
- alâmet
Kur’an-ı Kerim, 1. Belirti, işaret, iz, nişan.
2.Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
- kehanette bulunmak
kâhinlik etmek"Peki, bu aynada beliren kehanetlerin bir bir gerçekleşmesine ne diyeceksin?" - İ. O. Anar
- falcı
isim Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse"Bütün falcılar bize geleceğimizdeki mutluluğu muştularlar." - M. C. Anday
- kâhin
isim Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kimse"Falih Rıfkı Atay'a bu mücadeleyi kazanacağımızı kâhinler haber vermediler." - O. S. Orhon
- kehanet etmek
- önceden haber vermek
- fal bakmak
- eski Roma'da kuşlara bakarak kehanet etmekle görevli bir çeşit falcı
- kehanet ayini
- kehanet ayini.
- kâhin, -e alamet olmak
- yormak. augural kahinliğe ait. augury kehanet