- gözü pek
sıfat Korkusuz"O kadar kararlı, o kadar gözü pekti ki civar mahalleden gelen çocuklar bile onun ordusuna yazılmaya başladılar." - İ. O. Anar
- yürekli
sıfat Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretli, cüretkâr"Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı." - H. E. Adıvar
- atılgan
sıfat Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan, acar
- küstah
sıfat Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)"Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." - R. N. Güntekin
- cüretkâr
sıfat Yürekli"Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi." - R. H. Karay
- yüzsüz
sıfat Yüzü olmayan
- cüretli
sıfat Yürekli
- cesur
sıfat Yürekli"Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir." - İ. O. Anar
- korkusuz
sıfat Korkusu olmayan, yürekli, gözü pek, pervasız"Korkak bir adam değilim gibi geliyor bana. Ancak, en korkusuzların bile korktukları bir şey vardır sanırım." - N. Hikmet
- cesurane
sıfat Cesura yakışan"Cesurane ve daha ziyade ısrara bırakmayan bir katiyetle yalan söyledim." - H. Z. Uşaklıgil
- cüretkârlık
isim Cüretkâr olma durumu"Bu cüretkârlıkları yalnızca cesur oluşlarından kaynaklanmıyordu." - A. Ümit
- arsiz
- gözüpek
- arsız. audaciously küstahça
- cüretkârlık.
- cüretle. audaciousness küstahlık
- yürekli, cesaretli, korkusuz, gözüpek, atılgan, saygısız, küstah, kaba, yüzsüz, arsız