- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- deneme
isim Denemek işi, sınama"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet
- girişim
isim Bir işe girişme, teşebbüs"Bu yeni öğrendikleri girişim birçok bakımdan düşündürücü ve karanlık görünüyordu." - T. Buğra
- teşebbüs
isim Girişim, girişme
- Ağrı
isim Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı"Anlaşılan kollarındaki ağrı biraz daha sürecek." - A. Ümit
- gayret etmek
emekle çalışmak, çabalamak, uğraşmak"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari
- teşebbüs etmek
girişmek, el atmak
- Suikast
Suikast, bir veya birden fazla kişiyi amaçlı ve planlı bir şekilde öldürmek anlamına gelmektedir. Öldürülen veya öldürülmek istenen kişi genellikle bir devlet büyüğü veya stratejik önemi olan bir kişidir. TDK'ya göre "gizlice cana kıyma" ve "kötülük etmeye kalkışma" olarak açıklanmaktadır
- saldırmak
-e Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek"Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." - H. C. Yalçın
- atılım
isim Atılma işi
- çaba
isim Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor"Yoksa başlı başına zafer, boşuna bir çaba olur." - F. R. Atay
- azap
isim Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç"Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin" - F. N. Çamlıbel
- tecrübe
isim Deneyim"Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır." - C. Meriç
- çalışmak
nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek
- denemek
-i Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek"Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." - N. Uygur
- kalkışmak
-e Yetenek, imkân ve gücü aşan bir işe girişmek"Maziyi bilmek, sevmek ve hatırlamak başka, onu tekrar diriltmeye kalkışmak yine başkadır." - M. Kaplan
- tecrübe etmek
denemek, sınamak"Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır." - C. Meriç
- girişmek
-e Bir işi ele almak
- meşakkat
isim Güçlük"Günbegün artıyor meşakkat." - Âşık Veysel
- üzgü
isim Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı, eziyet, eza, cefa
- kalkışma
isim Kalkışmak işi
- yeltenme
isim Yeltenmek işi
- yeltenmek
-e Yapamayacağı bir işe girişmek, özenmek, heves etmek, meyletmek"Bu cehaletinizi bilmeden muharrirliğe yelteniyorsunuz." - H. R. Gürpınar
- hayatına kastetmek
- kalkışmak, girişmek, yeltenmek, çalışmak, denemek, deneme, girişim, teşebbüs
- suikast teşebbüsünde bulunmak