- soru sormak
bir konu hakkında bilgi edinmek üzere soru yöneltmek
- talep etmek
istemek, istekte bulunmak
- sual etmek
sormak"Hatıralarını anlattığı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum." - F. R. Atay
- aramak
-i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- istemek
-i İstek duymak, arzulamak"İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." - P. Safa
- sormak
-i, -e, -den Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek"Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum." - R. N. Güntekin
- davet etmek
çağırmak
- çağırmak
-i Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek"Etrafına bakındı fotoğrafçıları çağırmak için." - A. Kulin
- dilemek
-i Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek"Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim." - M. Ş. Esendal
- rica etmek
dilemek"İşinden atmışlar, tekrar işe almaları için patronuna ricaya gidiyormuş." - Ç. Altan
- teklif etmek
öne sürmek"Böyle bir teklifi kabul edeceğini sanmıyorum." - A. Ümit
- yalvarmak
nsz Birinden ısrarlı bir biçimde, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek"Kıymetli tutuyorsun, değil mi, bu sevgimi? / Yalvarırım beni hep titreyerek sev, e mi?" - E. B. Koryürek
- Şîâ
Tarih, İslamiyette Hz. Ali yandaşlarına verilen ad.
- ihtiyaç göstermek
- icap ettirmek
- sormak, istemek, rica etmek, talep etmek, çağırmak, davet etmek