- uygun bulmak
yakışır, yaraşır görmek"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- uygun görmek
yakışır, yaraşır görmek, elverişli bulmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- beğenmek
-i İyi veya güzel bulmak"Biz çocuklar evimizi çok beğendik." - A. Kutlu
- izin vermek
birini bir şey yapmada serbest bırakmak"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- onay
isim Uygun bulma, tasdik, icazet, izin"Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi." - İ. O. Anar
- onaylamak
-i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel
- tasvip etmek
bir düşünce veya davranışın doğru olduğunu belirtmek, onamak, uygun bulmak
- tasdik etmek
doğrulamak
- tasdik
isim Doğrulama
- denemek
-i Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek"Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." - N. Uygur
- münasip görmek
uygun ve yerinde bulmak"Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu." - A. H. Çelebi
- tensip etmek
uygun bulmak, uygun görmek, münasip görmek
- kabul etmek
- razı olmak
- onaylamak, onamak, uygun bulmak, tasvip etmek
- tasvip ve tasdik ederek.
- yoklamak. approvingly beğenerek