- yetişkin
sıfat Yetişmiş, olgunlaşmış
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- artırmak
-i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis
- genişletmek
-i Geniş duruma getirmek"Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler." - Y. K. Beyatlı
- kuvvetlendirmek
-i Güçlenmesini sağlamak, gücünü artırmak"Garp medeniyetine girmek ve Türk harsını kuvvetlendirmek, Türkçülüğün ikiz çocuklarıdır." - O. S. Orhon
- bollaştırmak
-i Bol duruma getirmek"Ahlakı tango pantolonu gibi bollaştıralım, demiyorum." - F. R. Atay
- büyüten
- sesini kuvvetlendirmek
- ayrıntıları ile söylemek veya yazmak
- büyültücü veya genişleten alet.
- genişletmek, gücünü artırmak, yükseltmek
- mübalâğa etmek. amplifier amplifikator