- kabul
isim Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma"Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden" - C. S. Tarancı
- teslim
isim Bir şeyi sahibine verme
- cep harçlığı
isim Bir kimseye ufak tefek gündelik harcamalarını karşılaması için verilen para"Cep harçlığımı bile annemden almak gücüme gidiyordu." - A. Erhat
- ödenek
isim Bir iş için ayrılan belli para, tahsisat
- tahsisat
isim Bir kimseye, bir kuruluş veya topluluğa ayrılmış para, ödenek"Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye bir lakırtı çıkardılar." - M. Ş. Esendal
- indirim
isim, ticaret Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
- hoşgörü
isim Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans"Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım." - A. Ş. Hisar
- harcırah
isim Yolluk
- gelir
isim Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat"Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı." - M. Yesari
- harçlık
isim Ufak tefek gereksinimler için harcanacak para"Cebinden cüzdanını çıkarıp çocukları için harçlık dağıttı." - L. Tekin
- hisse
isim Pay"Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum." - O. Kemal
- pay
isim Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse
- tolerans
isim Hoşgörü
- musamaha
Hukuk, hoş görme; göz yumma; tolerans tanıma
- karşılık
isim Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele"Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu." - H. R. Gürpınar
- iskonto
isim, ticaret İndirim
- izin
isim Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- rıza
isim Razı olma, isteme, istek
- müsaade
isim İzin, icazet, ruhsat"Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler." - A. Kabaklı
- itiraf
isim Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme"Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." - F. R. Atay
- tenzilat
isim, ticaret İndirim
- aylık
isim Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş"Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık." - F. R. Atay
- bırakma
isim Bırakmak işi
- göz yumma
- yedek pay
- fiyat indirimi
- haftalık vb
- harçlık bağlamak
- harçlık bağlamak.
- müsaade gelir maaş
- ödenek, tahsisat, cep harçlığı, göz yumma, tolerans, müsamaha, izin, özel bir araç için ayrılan, sağlanan para, pay