- sıraya dizmek
sıralamak"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık
- ayar etmek
bir aygıtın çalışmasını düzeltmek, düzenli işler duruma getirmek"Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi."
- ayarlamak
-i Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak"Saati radyoya göre ayarlamak."
- sıralamak
-i Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek"İskemleleri sıralamak."
- dizmek
-i, -e Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek"Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." - N. Cumalı
- hizalamak
-i Hizaya getirmek
- hizalanmak
- hiza çizgisi
- aynı hizada olma
- düzdizmek
- düzene sokmak, sıraya dizmek, hizaya getirmek
- iki nokta arasında muhayyel bir doğru çizgi çekme
- sıraya koymak. alignment sıraya dizme