- amaç
isim Ulaşmak istenilen sonuç, maksat"Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar." - A. Ümit
- erek
isim Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef"Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur." - A. Erhat
- niyet
isim Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat"Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." - A. Ümit
- hedef
isim Nişan alınacak yer, nişangâh
- niyet etmek
bir şeyi yapmayı zihinde tasarlamak, düşünmek, niyetlenmek"Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." - A. Ümit
- hedef almak
nişan almak
- yöneltmek
-i, -e Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek
- nişan almak
bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek
- doğrultmak
-i Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek"Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı." - T. Buğra
- meram
isim İstek, amaç, gaye, maksat"Benim meramım sana yalnız bir şey sormak." - Ö. Seyfettin
- murat
isim İstek, dilek
- garaz
isim Kin
- emel
isim Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek"Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım." - E. İ. Benice
- kastetmek
-i Amaçlamak, amaç olarak almak"Ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum." - S. F. Abasıyanık
- amaçlamak
-i Bir amaca ulaşmayı istemek, istihdaf etmek"Yüzlerce ilaç, onlarca yöntem hep bunu amaçlamıştı." - E. Şafak
- maksat
isim İstenilen şey, amaç, gaye, erek"Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı." - R. N. Güntekin
- gaye
isim Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç"İnsanoğlunun gayesi ölmek değil, yaşamak ve galebe çalmaktır." - M. Kaplan
- güdek
isim Amaçlanan sonuç, güdülen şey
- hedeflemek
-i Hedef yapmak
- garez
- hedef amaç nişan
- hedef yönü
- hedefsiz
- maksadı olmak
- niyetinde olmak
- nişan alma
- nişan tahtası