- saldırı
isim Kötülük yapmak, yıpratmak amacıyla doğrudan doğruya silahlı veya silahsız bir eylemde bulunma, hücum, taarruz, tecavüz"Ancak delikanlı, kargının sapını yere gömüp ucunu ata doğrultarak hasmının saldırısını engelliyordu." - İ. O. Anar
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- tecavüz
isim Saldırı"Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- saldırış
isim Saldırma işi"Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." - F. R. Atay
- taarruz
isim Saldırı"Herhangi bir devletin İstanbul'a taarruzu artık hatırından geçmiyordu." - Y. K. Beyatlı
- saldırganlık
isim Saldırgan olma durumu
- salgın
sıfat Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli"Salgın hastalık."
- agresyon
- nedensiz kavga, çatışma, saldırı