- Araç
isim Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
- aracı
isim Ara bulucu
- etken
isim Etki eden şey, faktör"Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur." - M. And
- astarlı
sıfat Astar geçirilmiş, astarlanmış"Astarlı avcı yeleği."
- vekil
isim Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
- alet
isim Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
- aygıt
isim Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz"Telefon bir konuşma aygıtıdır."
- fail
sıfat Eden, yapan, işleyen"Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar." - R. N. Güntekin
- yapıcı
sıfat Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren
- acente
isim Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş"İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben." - R. Enis
- ajan
isim Casus
- mümessil
isim Temsilci"O, yalnız devrinin değil, bütün asırlar boyunca Türk edebiyatının en kuvvetli mümessillerinden biri olmuştur." - A. H. Çelebi
- temsilci
isim Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil"Demokrasinin en basit ve en açık tarifi halkın kendi temsilcilerini gizli oy ile seçmesidir." - M. Kaplan
- acenta
Denizcilik, Deniz işletmelerinin, gemilerini çalıştırırken limanlardaki bürokrasi işlerinde, gemi ve personelinin ihtiyaçlarını teminde aracı olarak kullandığı anlaşmalı veya temsilci kuruluşlardır.
- faktör
isim Etmen"Bütün hastalıklarda böyle ruh faktörleri bulunabilir." - P. Safa
- amil
isim Etken, etmen, sebep, faktör"Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu." - F. Köprülü
- casus
isim Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, çaşıt, ajan"Parmaklarını sayfaların arasına sokup casusun kendisine verdiği parayı aradı ve buldu." - İ. O. Anar
- kılıcı
- acenta, temsilci, ajan, vasıta, aracı, etmen, ajan