- ileri sürmek
öne doğru yürütmek
- beyan etmek
bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak
- ant içmek
bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek, yemin etmek
- iddia etmek
sözünde direnmek, bir iddia ileri sürmek"Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." - T. Buğra
- onaylamak
-i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel
- tasdik etmek
doğrulamak
- söylemek
-i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin
- demek
nsz Söylemek, söz söylemek"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar." - B. Felek
- ispat etmek
kanıtlamak"Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." - R. N. Güntekin
- doğrulamak
-i Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek"Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." - N. F. Kısakürek
- teyit etmek
gerçeklemek
- belgelemek
-i Bir olgunun doğru olduğunu belge ile göstermek, ortaya çıkarmak, tevsik etmek"Bazı işlerde konuşmanın yasak edilmesi, dilin toptan yetersizliğini belgelemez." - N. Uygur
- kabul etmek
- şahadetname vermek
- doğrulamak, bildirmek, tekrarlamak, tekrar söylemek