- sahip çıkmak
kendinin olduğunu ileri sürmek
- müdafaa etmek
savunmak, korumak"Bu kuyruk acısıyla kendilerini müdafaaya kalkıştılar." - A. H. Çelebi
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- savunucu
isim Bir şeyi savunan kimse, müdafi"Bu türlü hak savunucularının türlüsüyle karşılaştım hayatımda." - N. Cumalı
- korumak
-i, -den Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." - O. S. Orhon
- taraftar
isim Yandaş"Siz işin olmaması taraftarısınız." - A. Gündüz
- savunmak
-i Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek
- avukat
isim, hukuk Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
- savunucul
- savunan kimse
- müdafi kimse
- savunan
- savunmak, avukat, savunucu, taraftar, yandaş