- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- karışık
sıfat Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş"Karışık salata."
- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- seyreltmek
-i Seyrekleştirmek
- uzatmak
nsz Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak"Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
- germek
-i Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek"Yayı daha germe / Kıracaksın" - B. Necatigil
- gerilmek
nsz Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek"Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu." - Y. Z. Ortaç
- mahlut
sıfat Katışık
- safiyetini bozmak
- değerini düşürmek, saflığını bozmak
- karıştırılmış olma
- karıştırılmış olma.
- mahlut adultera'tion karıştırma
- saflığını bozmak