- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- inanmak
-e Bir şeyi doğru olarak benimsemek"Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." - N. Ataç
- güvenmek
-e Güven duymak, güveni olmak, itimat etmek"Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" - B. R. Eyuboğlu
- atamak
-i, -e Birini bir göreve getirmek, tayin etmek
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- atfetmek
-e Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek
- biriktirmek
-i Toplayıp yığmak
- yetki vermek
yetkilendirmek"Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." - T. Buğra
- itibar etmek
saygı göstermek, saymak, değer vermek"Benim bir kuru itibardan başka neyim var bu dünyada kaybedecek?" - N. Cumalı
- azap çekmek
eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak"Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin" - F. N. Çamlıbel
- muvafakat etmek
uygun görmek, onaylamak, kabul etmek
- kabul etmek
- itimat etmek
- elçi göndermek, yetki vermek