- katlanmak
nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- onaylamak
-i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel
- tasdik etmek
doğrulamak
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- üstlenmek
-i Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek"Babam üzerinde durmamış, onun papara payını da üstlenen annem ise bunu bir mesele hâline getirip küplere binmişti resmen." - E. Şafak
- mana vermek
kendince bir yargıya varmak, yorumlamak"Ne Hak buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek" - Yunus Emre
- biriktirmek
-i Toplayıp yığmak
- azap çekmek
eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak"Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin" - F. N. Çamlıbel
- muvafakat etmek
uygun görmek, onaylamak, kabul etmek
- icabet etmek
çağrı üzerine gitmek, katılmak
- Turizm ve Otelcilik, Kabul etmek, alım.
- kabul etmek
- razı olmak
- almak, kabul etmek, onaylamak, kabullenmek, razı olmak