- çevre
isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - O. Rifat
- geri
isim Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- geri
isim Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval
- yaklaşık
sıfat Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî"Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı."
- ötede beride
zarf Çeşitli yerlerde, şurada burada"Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler..." - R. N. Güntekin
- ötesinde berisinde
zarf Çeşitli, dağınık yerlerde
- aşağı yukarı
zarf Bir baştan bir başa
- yaklaşık olarak
aşağı yukarı"Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı."
- hemen hemen
zarf Nerede ise, az zaman sonra"Hemen hemen hepsi vatana döndüler." - B. Felek
- etraf
isim Yanlar, taraflar"Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." - P. Safa
- hakkında
zarf İlgili olarak, üzerine"Her iki eserde de bu suallerin cevapları hakkında uzun uzun tafsilat verilmektedir." - A. H. Çelebi
- üzere
zarf Amacıyla"Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." - P. Safa
- hemen
zarf Çabucak"Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz." - N. Hikmet
- âdeta
zarf Hemen hemen, sanki"Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum." - A. Ümit
- yakında
zarf Yakın bir yerde"Yakında mı oturuyorsunuz?"
- takriben
zarf Aşağı yukarı, yaklaşık olarak"Bendeniz istasyondan burasını ölçmedim ya! Takriben söyledim." - M. Ş. Esendal
- kabaca
sıfat İrice, büyükçe
- neredeyse
zarf Hemen hemen"Arabacım neredeyse donmak üzereydi." - K. Hulûsi
- kadar
edat Ölçüsünde, derecesinde"Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." - S. F. Abasıyanık
- sularında
zarf Saat gibi kelimelerle birlikte yaklaşık zaman bildiren bir söz, raddelerinde"Akşam ezanı sularında sofraya oturulurdu." - A. Ş. Hisar
- yanında
zarf Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle"Çektiğim acı yanında ölüm çok hafif kalır." - M. Yesari
- duymak
-i Bilgi almak, öğrenmek, haber almak"Bir köylüden burada avlandığınızı duydum." - Halikarnas Balıkçısı
- ilgili
sıfat İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik"Demokrasiyle ilgili sorunlara tanık olmuş ve önemli dersler almıştı." - H. Topuz
- dair
sıfat Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne"Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." - A. Gündüz
- üzerine
zarf Üstüne"Gerinerek kollarını yana doğru açarken başını divanın yastıkları üzerine koyuyor." - E. M. Karakurt
- dolayı
sıfat Çevrede, etrafta bulunan"Şehirden, dolayı köylerden çağrılanlar geliyorlar." - M. Ş. Esendal
- şurada burada
birçok yerde, rastgele yerde
- Dışında, her tarafında.
- etrafında
- çevresinde
- civarında
- etrafa
- etrafına
- çevresine
- geriye
- her yerinde
- ile meşgul
- hemen-hemen
- yakınında
- tahmini
- etrafta
- nerdeyse
- her tarafta
- üstünde
- çevresi
- aksi yöne
- az kaldı
- havalisinde
- obur tarafa