- kırkmak
-i Bir şeyi uçlarından kesmek
- kırpmak
-i Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- berelemek
-i Bereli duruma getirmek
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- kısaltmak
-i Kısa duruma getirmek"Ben bu sözü biraz daha kısaltarak tekrar edeceğim." - R. N. Güntekin
- özet
isim Bir yazı veya sözün anlamını daha kısa ve özlü biçimde veren yazı veya söz, hülasa, fezleke, ekspoze"Gelinmesi gereken yere korkmadan, ödün vermeden hatasıyla sevabıyla gelmek. İşte bir serüvenin özeti." - T. Uyar
- özetlemek
-i Bir yazı, konu, söz veya filmin içeriğini daha az sözle anlatmak, özünü vermek, kısaltmak, hülasa etmek
- remiz
isim Simge"Acaba iki kişi oturup birtakım remizler mi düşündüler?" - S. F. Abasıyanık
- kısaltma
isim Kısaltmak işi, taksir
- ihtisar
isim Sözü kısa kesme, kısaltma
- özetleme
isim Özetlemek işi"Halk sanatçısı olduğuna inandığım bu aktörden alımladığımı özetlemeye çalışacağım." - S. İleri
- ihtisar etmek
- kısaltmak, ihtisar etmek
- kısaltılmış yazı