-
din dışı : sıfat, din b. (***) Dinle ilişiği olmayan, ladinî"Din dışı edebiyat."
-
din adamı : isim, din b. (***) Mesleği dinle ilgili işler olan görevli"Din adamları halk üzerinde büyük bir telkin kudretine sahiptirler." - M. Kaplan
-
din baronu : isim Dinî duyguları kendi çıkarı için sömürüp zenginleşen kimse
-
din birliği : isim, din b. (***) Aynı din etrafında oluşturulan inanç gücü
-
din erki : isim, toplum bilimi Teokrasi
-
din felsefesi : isim, din b. (***) Dinin ilkelerinin özünü ve anlamını temellendirmeyi amaçlayan felsefe dalı
-
dini bütün : sıfat, din b. (***) Dinine çok bağlı, inancı sağlam olan, dinin buyruklarını eksiksiz yerine getiren"Dini bütün gelin isterim ben." - A. Kulin
-
gizli din : isim, din b. (***) İnanılan kurallarının hiç kimseye açıklanmadığı, sır gibi saklanan din
-
Hak dini : özel, isim, din b. (***) Müslümanlık
-
dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa : başkalarını eleştirirken kendisi de aynı yanlışı yapan kimse için kullanılan bir söz"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dinden imandan çıkmak : kendini kontrol edemeyecek kadar çok öfkelenmek, çok sinirlenmek"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dinden imandan olmak : dinî inancını yitirmek"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dini bir uğruna : Müslümanlık için"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dini gibi bilmek : çok iyi bilmek"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dini imanı para : tek düşüncesi para olan kimseler için kullanılan bir söz"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dinim hakkı için (veya aşkına) : "dinimi tanık tutarım" anlamında kullanılan bir ant sözü"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın
-
dinine yandığım : öfke, kızgınlık vb. duyguları belirtmek için kullanılan bir ilenme sözü"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." - H. C. Yalçın