-
çifte demir : isim, denizcilik Geminin sert, fırtınalı havada demir atma konumunda çevreye zarar vermemesi, rüzgâr ve akıntı yüzünden geniş bir alanda çok yer kaplamaması için baştaki her iki göz demirini atma
-
ikiçifte : isim, spor Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer küreği olan tekne
-
çiftehane : isim Kuş üretmeye yarar kafesli yer
-
çiftetelli : isim, müzik Göğüs ve göbek titreterek, gerdan kırarak oynanan bir oyun"En Avrupalı görünenlerimiz, en kibar pavyonlarda, gecenin bir saatinden sonra çiftetelli oynuyorlar." - A. İlhan
-
sekizçifte : isim, spor Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde sekizer küreği olan tekne
-
çifte bahis : isim At yarışlarında üzerine bahis konulan, art arda yapılan iki koşunun birincilerini tahmin etme biçiminde oynanan oyun
-
çifte dikiş : isim Çift dikiş
-
çifte kavrulmuş : sıfat İki kez kavrulmuş (leblebi, nohut, çekirdek vb.)
-
çifte kıskaç : isim İkili kıskaca alma durumu
-
çifte kumrular : isim Birbirini çok seven iki sevgili
-
çifte nağra : isim, müzik Birbirine bağlı küçük iki dümbelekten oluşan çalgı
-
çifte standart : isim Kişiye veya duruma göre farklı davranışlarda bulunma, tutarlı olmama
-
çifte şans : isim Toto veya iddia oyununda karşılaşan iki takım için ikili tahminde bulunma işi
-
çifte vatandaş : isim İki ayrı devlet vatandaşlığına sahip olan kimse
-
çifte atmak : at, eşek arka ayakları ile vurmak"Güzel sevme derler nasıl sevmeyim / Kaşlar arasında çifte benler var" - Karacaoğlan
-
çifte vurmak : çiftelemek"Güzel sevme derler nasıl sevmeyim / Kaşlar arasında çifte benler var" - Karacaoğlan
-
çifte yemek : hayvanın çiftesine maruz kalmak"Güzel sevme derler nasıl sevmeyim / Kaşlar arasında çifte benler var" - Karacaoğlan