-
buz demiri : isim, denizcilik Tekneyi bağlamak için buz çatlağı arasına takılan tek sivri uçlu demir
-
deniz buzu : isim Kutuplara yakın yerlerde soğuk havanın etkisiyle denizlerin üstünde oluşan buz
-
buzçözer : isim Buzu çözen, donmayı önleyen alet
-
buzdolabı : isim Yiyecek, içecek vb.ni soğuk olarak saklamaya yarayan, motorla çalışan dolap, soğutucu, frijider"Turgut buzdolabından biraları çıkardı." - H. E. Adıvar
-
buzhane : isim Buz yapılan yer
-
buzkıran : isim Donmuş deniz, göl veya ırmaklarda ulaşımı öteki gemilere kolaylaştırmakta kullanılan, buzları kırarak yol açmak için yapılmış gemi
-
buz dağı : isim, coğrafya Kutup bölgelerinde buzullardan koparak akıntılarla yer değiştiren büyük buz parçası, aysberg
-
buz dansı : isim, spor Buzla kaplı bir zeminde zorunlu figürler ve serbest danslarla yapılan bir spor dalı
-
buz duvarı : isim Samimi olmamaktan ortaya çıkan, arzu edilmeyen, arada soğukluk yaratan durum"Bütün bu dostlukların, bu teklifsizliklerin içinde bir buz duvarı vardı ki aşılmıyordu." - H. C. Yalçın
-
buz hokeyi : isim, spor Altışar kişilik iki takım arasında, buzla kaplı bir alanda, küçük, yassı, sert bir diski sopalarla vurup kaydırmaya dayanan bir tür oyun
-
buz kalıbı : isim Suyun belli biçimlerde donmasını sağlayan özel kap
-
buz kayığı : isim, denizcilik Donmuş deniz, göl veya akarsularda seyredebilen kızaklı ve yelkenli tekne
-
buz pateni : isim, spor Buzla kaplı zemin üzerinde yapılan buz sporlarında kullanılan, altı çelik bıçaklı, özel ayakkabı
-
buz serabı : isim, denizcilik Buz ışığı
-
buz sisi : isim, gök bilimi, denizcilik Buzlu duman
-
buz torbası : isim Tedavi amacıyla kullanılan ve içinde buz parçaları bulunan plastik torba
-
buz yalağı : isim, coğrafya Yüksek dağlarda kalıcı kar ve buzulun birlikte oluşturduğu, arkası ve yanları dik, önü açık, çember biçimli çukurluk, yalak
-
buz bağlamak : sıvıların yüzeyi donmak"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz gibi : çok soğuk"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz gibi soğumak : birinden tiksinmek"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz kesilmek : şaşılacak, üzülecek bir durum karşısında donakalmak"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz kesmek : çok üşümek"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz tutmak : sıvının üstünde buz oluşmak, buzla kaplanmak"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buz üstüne yazı yazmak : süresi, etkisi çok az olacak bir iş yapmak"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
-
buzlar çözülmek : buzlar erimeye ve kırılmaya başlamak"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K