-
barut hakkı : isim Mermiyi istenilen uzaklığa atabilmek için gerekli barut gazı basıncını sağlamaya yetecek miktarda barut
-
barut esmeri : sıfat Koyu esmer renkte olan (kimse)"Sık sık rastladığı, o barut esmeri tazenin, kim olduğunu, kolay öğrenememişti." - A. İlhan
-
barut rengi : isim Koyu gri renk
-
barut kabağı : isim Kurutulduktan sonra içine barut konulan küçük su kabağı, barutluk
-
baruthane : isim Barut yapılan veya saklanan yer
-
barut fıçısı : isim Barut koymaya, doldurmaya ve muhafaza etmeye yarayan fıçı
-
barut gibi : öfkeli, huysuz, sert, aksi (kimse)"Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı." - Y. K. Beyatlı
-
barut kesilmek (veya olmak) : çok öfkelenmek"Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı." - Y. K. Beyatlı
-
barut kokusu gelmek : savaş tehlikesi sezilmek"Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı." - Y. K. Beyatlı
-
barutla oynamak : tehlikeli işlerle uğraşmak"Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı." - Y. K. Beyatlı