-
para babası : isim Parası çok, varlıklı kimse
-
büyükbaba : isim Dede"Büyükbabanın zamanında bergüzarmış, ne yapayım, kıramadım." - E. E. Talu
-
baba boyunduruğu : isim, denizcilik Babaya demir halatı bağlamak veya demir halatın babadan çıkmasını önlemek amacıyla kullanılan güvenlik halatı
-
ağababa : isim Dede, ata"Onun ağababası bizim de büyük ceddimiz sayılır." - H. R. Gürpınar
-
baba yurdu : isim Baba ocağı
-
babaanne : isim Babanın annesi"Babaannem özel bir kadındı. Anlatılmaya değer." - A. Kutlu
-
babacan : sıfat Olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek)"Bu durumda ortada Doktor Hayrullah gibisinden babacan bir koruyucunun bulunması yeterliydi." - A. Ağaoğlu
-
babaevi : isim Baba ocağı"Kızlar uzun süre babaevinde kalamazlardı." - A. Kutlu
-
babayiğit : isim Yürekli kimse"Yeni yetişen babayiğitler orasını er geç uğranılacak bir menzil sayarlardı." - Y. K. Beyatlı
-
âdembaba : isim Parasız, aç, en kötü durumdaki mahkûm
-
ballıbaba : isim, bitki bilimi Ballıbabagillerden, beyaz çiçekli ve çok yıllık otsu bir bitki, ballık (Lamiumalbum)
-
beybaba : isim Çocukların babaları için kullandığı saygı sözü"Beybabam nerede, dadı?" - P. Safa
-
cicibaba : isim Üvey baba
-
dönbaba : isim, bitki bilimi Turnagagası
-
efendibaba : isim Bazı ailelerde çocukların babaları, gelinlerin kayınpederleri için kullandıkları saygı sözü
-
kayınbaba : isim Kaynata"Bu adla bizim kayınbabadan bir hayli para dolandırmışlar." - H. R. Gürpınar
-
paşababa : isim, tarih Paşalık yapmış dede
-
sütbaba : isim Sütannenin kocası"Duvarlar, hattat sütbabamın yadigâr bıraktığı levhalarla süslenmişti." - Ö. Seyfettin
-
şambaba : isim Bir tür hamur tatlısı, baba tatlısı, şambabası
-
vaybabamcı : isim Kalabalıkta hızla çarptığı kişiye kazayla çarptığını söyleyip özür dilerken karşısındakinin cüzdanını çekip alan kimse
-
şambabası : isim Şambaba"Şambabası, arada bir ağzımızı tatlandıran nice tatlılardan biridir." - B. Felek
-
baba adam : isim Yaşlı, ağırbaşlı, iyi yürekli, olgun adam
-
baba bucağı : isim Baba ocağı
-
baba dostu : isim Çok eski, hayırlı aile dostu"Bu, müessesemizin çok eski baba dostu müşterisinin kızına hediyemizdir." - C. Uçuk
-
baba hindi : isim İri ve iyi beslenmiş erkek hindi
-
baba mirası : isim Babadan kalan değerli mal veya dost"Küpeli Hafız bize baba mirasıdır, incinmesinden haberim olmalı." - M. N. Sepetçioğlu
-
baba nasihati : isim Büyüklerin deneyimine dayanarak gençlere verdikleri öğüt
-
baba ocağı : isim Babadan, dededen kalma mülk veya bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, yaşadığı ev, toprak, yurt, babaevi, baba bucağı, baba yurdu"On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından" - F. N. Çamlıbel
-
baba sanlı : sıfat Babasının soyadını alan
-
baba soylu : sıfat, toplum bilimi Baba soyluluğa ilişkin olan, baba soyluluğa dayanan
-
baba tarafı : isim Ailenin baba yönünden akrabaları
-
baba tatlısı : isim Şambaba
-
baba yadigârı : sıfat Babadan kalan, baba döneminde yapılmış, babanın hatırasını taşıyan"Baba yadigârı kümesteki tavuklar yumurtlamışsa ıspanaklı iki yumurta pişirirdi." - S. F. Abasıyanık
-
baba yarısı : isim Amca
-
baba yerli : sıfat, toplum bilimi Baba yerliliğe ilişkin olan, baba yerliliğe dayanan
-
Âdem Baba : isim Âdem
-
devlet baba : isim "Koruyucu, kollayıcı" anlamında devleti anlatan bir söz"Kimsenin devlet babaya, artık yeter, teşekkür ederim, dediği yok." - F. R. Atay
-
üvey baba : isim Öz olmayan baba, babalık
-
fikir babası : isim Bir düşünceyi ilk olarak ortaya koyan kimse
-
fukara babası : sıfat Yoksullara yardım etmeyi seven (kimse)"Fukara babası doktor, görmeden yan cebine konan paraya az çok demeyen doktor." - R. N. Güntekin
-
iskele babası : isim Yanaşan gemileri bağlamak için rıhtıma konmuş dökme demir veya betondan silindir
-
öksüz babası : isim Yoksul ve kimsesiz olanları gözeten erkek
-
tırabzan babası : isim Merdiven başlarında bulunan, parmaklığı desteklemeye yarayan, kalın, yuvarlak taşlı dayanak"Merdiven korkuluğu demek olan tırabzanın başındaki direk başlığa tırabzan babası denir." - B. Felek
-
baba değil, tırabzan babası : çocuklarına karşı babalık görevlerini yerine getirmeyen, onlara hayrı olmayan baba
-
baba koruk (veya erik) yer, oğlunun dişi kamaşır : "babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker" anlamında kullanılan bir söz
-
baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana : "kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır" anlamında kullanılan bir söz
-
baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş : "babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar" anlamında kullanılan bir söz
-
baba olmak : erkek, çocuk sahibi olmak
-
baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk : "bir babanın kızı için harcadığı para, hazırladığı çeyiz göstermelik olmaktan ileri gidemez, kızın yaşam boyu süren giderlerini kocası üzerine almıştır" anlamında kullanılan bir söz
-
babam! : sese verilen tona göre şaşma, beğenme, acı, üzüntü vb. duygular anlatan söz
-
babam sağ olsun : bir çocuğun babasına, yaptığı yardımlardan dolayı takdir amacıyla söylediği bir söz
-
babamın adı Hıdır, elimden gelen budur : "gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter" anlamında kullanılan bir söz
-
babana rahmet : yapılan bir iş, bir davranış karşısında "Allah senden razı olsun." anlamında kullanılan bir söz
-
babanın sanatı oğla mirastır : "bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür" anlamında kullanılan bir söz
-
babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır : "miras yoluyla mal edinen kimse, onun için ne denli çabalar gösterilip sıkıntı çekildiğini bilemez" anlamında kullanılan bir söz
-
babasının (veya babalarının) çiftliği : bir malı veya kuruluşu yalnızca kendi çıkarlarına araç yapanlar için kullanılan bir söz
-
babasının hayrına : hiçbir çıkar gözetmeksizin
-
babasının kızı : her yönüyle babasına benzeyen kız çocuğu
-
babasının oğlu : her yönüyle babasına benzeyen erkek çocuğu