-
alev kırmızısı : isim Parlak kırmızı renk, alev rengi
-
saman alevi : sıfat Gelip geçici, çabuk yatışan, çabuk sona eren"Tabii çerden çöpten, saman alevi tutkunlukları hesaba katmıyorum." - R. H. Karay
-
tandır alevi : isim Tandırda meşe odununun çıkardığı yakıcı ve etkili alev
-
alev alev : zarf Vücut ısısı herhangi bir sebeple artmış bir biçimde ve bu sebeple tende kızarıklık oluşarak, alaz alaz"Düşündükçe kapkara, korkunç bir hayalet gözlerimi kapladı, başımın içi alev alev yandı." - E. İ. Benice
-
alev lambası : isim Gaz veya benzinle çalışan, ucundan bir alev püskürterek yanan metalleri lehimlemede kullanılan bir araç, pürmüz lambası
-
alev makinesi : isim, askerlik Düşman üzerine alevli sıvılar püskürten taşınabilir alet
-
alev rengi : isim Alev kırmızısı
-
alev almak : tutuşmak, yanmaya başlamak"Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu." - E. İ. Benice
-
alev bacayı (veya saçağı) sarmak : ateş bacayı sarmak"Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu." - E. İ. Benice
-
alev gibi parlamak : canlı, ışıl ışıl olmak"Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu." - E. İ. Benice