-
açlık grevi : isim Kendisine veya başkalarına yapılan bir haksızlığı protesto için bir kimsenin aç durarak gösterdiği tepki
-
açlık sınırı : isim Bir ülkede insanların sağlıklı bir biçimde yaşayabilmeleri için sahip olmaları gereken en düşük gelir düzeyi
-
açlık kan şekeri : isim, tıp (***) Aç karnına ölçülen kandaki glikoz miktarı
-
gözü açlık : isim Gözü aç olma durumu
-
karnı açlık : isim Karnı aç olma durumu
-
açlık çekmek : yoksulluk içinde bulunmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlık ile tokluğun arası yarım yufka : "yoksul olan buna üzülmemelidir, küçücük bir şey bile en büyük ihtiyacı gidermeye yeter" anlamında kullanılan bir söz"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlığını bastırmak (veya gidermek veya öldürmek) : açlık duygusunu yatıştırmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlıktan gözü (veya gözleri) dönmek (veya kararmak) : çok acıkmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlıktan imanı gevremek : çok acıkmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlıktan nefesi kokmak : yoksulluk içinde bulunmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlıktan ölmek : dayanılmaz derecede acıkmak, çok acıkmak"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat
-
açlıktan ölmeyecek kadar : çok az"Açlıktan gözümüz dönmüştü." - A. Erhat