-   çamura bulamak  : kirletmek"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamur atmak (veya sıçratmak)  : birini kötü bir işe karışmış göstermek, kara çalmak, iftira etmek"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamur gibi  : iyi pişmemiş ve siyah unla yapılmış (ekmek)"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamura bulaşmak (veya batmak)  : kirli ve uygunsuz bir işe karışmak"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamura yatmak  : borcunu ödememek"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamura taş atmak  : çirkefe taş atmak"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamurdan çekip çıkarmak  : birini kötü veya onurunu tehlikeye düşüren bir durumdan kurtarmak"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan  
-   çamuru karnında, çiçeği burnunda  : çok taze (sebze veya meyve)"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan