2 Kardinal tekrar kupayı kaldırdı, saygıyla baktı, sonra içinde
geldiği talaş dolu kutuya yerleştirdi. Heretik - Bernard Cornwell
1 Alçı kalıplar bir
kutuya yerleştirilip üzerine talaş serpildi, parşömen de eklenip dört asker eşliğinde Milano'ya,
Hıristiyanlıktaki en iyi zırhçı olan Antonio Givani'ye gönderildi. Heretik - Bernard Cornwell
1 Sürekli açılıp kapanan pis kapılardan
dışarı bir sidik, talaş ve ekşi bira kokusu yayılmaktaydı. George Orwell - 1984
0 Bu yüzden çoğunluk şerit ve planya önünde biriken talaş ve hurda tahtalarla oynamayı severdim,
yakalandığımda babamdan çekiç sapıyla kötek yiyeceğimi bile bile. Yağmur Hüznü - Ahmet Karcılılar
0 Yuvarlak testerenin bulunduğu bölümün arkasında büyük
bir talaş yığını vardı; odunları nehrin öbür yakasındaki yamaçtan getirmek için
bir su kanalı açmışlardı. Çanlar Kimin İçin Çalıyor - Ernest Hemingway
-1 Ayaklar, dökülen kanlar
üzerinde kaymasın diye güvertelere kum ve talaş serpilmişti. Turgut Reis - Cevat Şakir Kabaağaçlı
-1 Buranın havasında bir kereste, talaş kokusu
vardı ki insanın hoşuna gidiyordu. Büyük Umutlar - Charles Dickens