-  
 kalbi temiz  : sıfat Saf, temiz duygulara sahip 
   -  
 kalp kası  : isim, anatomi Kalbin ana duvarını çeviren ve düzenli hareket edebilen kas örgüsü, miyokart 
   -  
 kalbi kırık  : sıfat Üzgün, ümitsiz 
   -  
 sekteikalp  : isim Kalbin durması, kalp sektesi, kalp krizi 
   -  
 kalbiselim  : sıfat Temiz kalpli olan 
   -  
 kızkalbi  : isim, bitki bilimi Şahteregillerden, kalp biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi (Dicentra) 
   -  
 kalp acısı  : isim Yürek acısı"Onu geri almak ve Bulgaristan'ın yenildiğini görmekle, kalp acılarını dindirmiştik." - F. R. Atay 
   -  
 kalp ağrısı  : isim Aşktan doğan üzüntü, yürek ağrısı"Ya Rab! Hele kalp ağrılarım durdu diyordum." - Y. K. Beyatlı 
   -  
 kalp aksesi  : isim, tıp (***) Kalp krizi"Öldürücü bir kalp aksesinin bazen saatlerce sürebileceğini gayet iyi biliyor." - P. Safa 
   -  
 kalp çarpıntısı  : isim, tıp (***) Kalbin düzensiz veya hızlı çalışması"Müthiş bir kalp çarpıntısı ve korku ile kanepeden kalktı." - S. F. Abasıyanık 
   -  
 kalp çizgesi  : isim, tıp (***) Elektrokardiyogram 
   -  
 kalp hastası  : isim Sürekli kalp rahatsızlığı çeken kimse"Benim hayatımda iz bıraktığı kadar anamın kalp hastası olmasına belki de ölümüne sebep oldu." - B. Felek 
   -  
 kalp krizi  : isim, tıp (***) Kalbi besleyen damarlardan birinin tıkanması ile ortaya çıkan, önlem alınmazsa ölüme yol açan rahatsızlık, kalp aksesi"Bursa'ya dönüşünün haftasına bir kalp krizi, gitti gider." - A. İlhan 
   -  
 kalp spazmı  : isim, tıp (***) Kalbi besleyen damarlardan birinde veya birkaçında meydana gelen irade dışı kasılma sonucu kalp kasının beslenememesi 
   -  
 kalp yarası  : isim Yürek yarası 
   -  
 kalp yetmezliği  : isim, tıp (***) Kalbin kanı pompalama yeteneğinin kaybolması, dokulara yeterli kan ve oksijenin gitmemesi sonucu oluşan hastalık 
   -  
 suni kalp  : isim Yapay kalp 
   -  
 yapay kalp  : isim Sonradan takılan kalp, suni kalp 
   -  
 kalp kalbe karşıdır  : "sevgi karşılıklıdır" anlamında kullanılan bir söz"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalp (veya kalbini) kazanmak (veya fethetmek)  : ince bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalp (veya kalbini) kırmak  : gönül kırmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbe (veya kalbine) doğmak  : içine doğmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbe dokunmak  : acı veya üzüntü vermek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbe işlemek  : derin üzüntü uyandırmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi ağzına gelmek  : yüreği ağzına gelmek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi boş olmak  : sevgilisi bulunmamak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi çarpmak  : kalbi çok vurmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi dayanmamak  : aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölmek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi dolu olmak  : sevgilisi olmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi ferahlamak  : yüreği ferahlamak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi kararmak  : inancını kaybetmek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi parçalanmak  : yüreği parçalanmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi sıkışmak  : yüreği sıkışmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi sızlamak  : yüreği sızlamak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi (veya kalbini) yerinden oynamak (veya fırlamak)  : yüreği yerinden oynamak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur  : "insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır" anlamında kullanılan bir söz"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbi yırtılmak  : acı duymak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbin yolu mideden geçer  : "bir kimsenin sevgisi kazanılmak istendiğinde ona güzel yiyecekler ikram edilmelidir" anlamında kullanılan bir söz"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbine girmek  : sevgisini kazanmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbine göre  : gönlüne göre"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbine saplanmak  : yüreğine saplanmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbini açmak  : yüreğini açmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbini burmak  : üzmek, sıkıntı vermek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbini çalmak  : sevgisini kazanmak, kendine âşık etmek"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbini eritmek  : acımasını sağlamak, yumuşatmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbini okumak  : birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu 
   -  
 kalbiyle konuşmak  : düşüncelerini, duygu ağırlıklı bir biçimde anlatmak"Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu