-  doğru sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı  
-  başüstüne ünlem Bir isteğin, buyruğun hemen yerine getirileceğini bildiren söz, oldu  
-  hayır edat "Yok, öyle değil, olmaz" anlamlarında onamama, inkâr bildiren bir söz"Para var mı? -Hayır. -Yorgun musunuz? -Hayır."  
-  hayır isim İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım  
-  bile bağlaç Da, de, dahi"Dayak yemedim, azar bile işitmedim." - A. Kutlu  
-  hatta bağlaç Bile, hem de"Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır." - E. E. Talu  
-  evet edat "Öyledir" anlamında kullanılan bir doğrulama veya onaylama sözü, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he"Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." - Y. K. Beyatlı  
-  olur sıfat Olabilir"Bu olur iş mi?"  
-  tamam sıfat Bütün, tüm"Paranın tamamını verdim."  
-  öyle sıfat Onun gibi olan, ona benzer"Ben öyle bir şey demedim." - R. H. Karay  
-  elbette zarf Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet"Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorundadır." - A. Kabaklı  
-  efendim ünlem Bir sesleniş karşısında "buradayım" anlamında kullanılan bir söz"Hasan! -Efendim!"  
-  evet efendimci isim Kendine özgü bir düşüncesi olmadığından veya hoş görünmek için karşısındakinin her sözüne "evet efendim" diyen kimse  
- evet, beli, he