-  ara isim İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe  
-  hazır olmak hazır durumda bulunmak"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor." - E. M. Karakurt  
-  bekleme isim Beklemek işi"Gelince beklememi sıkı sıkı tembih etmişler." - F. Otyam  
-  bekleme süresi isim, hukuk Evliliği sona ermiş kadının yeniden evlenebilmesi için aradan geçmesi gereken süre  
-  servis yapmak sofrada hizmet etmek ve yemeği dağıtmak  
-  durmak nsz Hareketsiz durumda olmak"Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu  
-  bağlı olmak tabi bulunmak"Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." - Halikarnas Balıkçısı  
-  gecikme isim Gecikmek işi, teehhür, rötar"Zaten gecikmemin sebebi evi aramak oldu." - P. Safa  
-  beklemek nsz Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak"Ben de seni bekliyordum zaten." - A. Ümit  
-  kalmak nsz Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek"Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı." - T. Buğra  
-  ertelemek -i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit  
-  pusu isim Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer"Gözleri ışıl ışıl yanan bir kara kedi gibi pusudaydı." - K. Korcan  
-  bekletilmek nsz Bekletme işine konu olmak veya bekletme işi yapılmak"Kahvaltı bitene kadar bir kenarda bekletilirdi mektup." - E. Şafak  
-  bekletmek -i Bekleme işini birine yaptırmak"Tam yirmi dakika beklettin beni." - M. C. Kuntay  
- beklemek, bekleme, bekleyiş
- ziyaretine gitmek