- ücret
isim, ekonomi İş gücünün karşılığı olan para veya mal"Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim?" - N. Hikmet
- yevmiye
isim Gündelik
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- münakaşa
isim Tartışma"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- yürütmek
-i Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
- sürdürmek
-i Sürme işini yaptırmak"Parmaklıklara boya sürdürdü."
- gündelik
isim Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye"Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek." - F. R. Atay
- aylık
isim Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş"Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık." - F. R. Atay
- maaş
isim Aylık"Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım." - E. Şafak
- savaş açmak, mücadele başlatmak, vergin, maaş
- wageworker işçi