- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- örnek
isim Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model"Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır." - İ. A. Gövsa
- deneme
isim Denemek işi, sınama"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet
- mahkeme
isim, hukuk Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi, mahkeme kapısı"Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." - T. Buğra
- sınav
isim Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test"Annem, derslerine çalışıp eylülde sınavları başarması gerektiğini hatırlatıyordu." - A. Kutlu
- dava
isim, hukuk Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- yargılama
isim, hukuk Birbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, muhakeme
- imtihan
isim Sınav
- zabit
isim Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker"Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak." - S. Kocagöz
- deney
isim Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe"Senelerdir gece gündüz elektrik yüklü deneyler yapa yapa sinir küpüne döndüğüne inanırdı içten içe." - E. Şafak
- muhakeme
isim, hukuk Yargılama
- bakma
isim Bakmak işi"Kızlara bakmaya giderken içimde hep beni beğenmeyecekler kaygısını taşıyordum." - A. Ümit
- tecrübe
isim Deneyim"Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır." - C. Meriç
- test
isim Bir kimsenin, bir topluluğun doğal veya sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama
- sınama
isim Sınamak işi, deneme, tecrübe
- tutanak
isim Meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, tutulga, zabıt, zabıtname
- duruşma
isim, hukuk Davacı ile davalının yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi, murafaa"Ortada zaptiyesiyle, hapishanesiyle, hâkimleri, duruşmaları ile devlet kuvveti vardı, karşı durulamazdı." - T. Buğra
- kovuşturma
isim, hukuk Kovuşturmak işi, takibat, takip"Zimmet, ihtilas, irtikâp suçları hakkında açılan kovuşturmalar da bu arada durdurulacak mıdır?" - N. Cumalı
- prova
isim Bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme"Saatlerce tatlı tatlı konuştuk, onlar gittikten sonra da türküler çınladı provada." - A. Erhat
- denenme
isim Denenmek işi
- Bilgisayar, Bir programın deneme sürümü.
- muhakemesi olmak
- tecrübe edilmek
- tecrübe olunma
- davanın görülmesi
- deneme. be on trial yargılanmak
- denenmek. He is a trial to his mother. Annesi için bir baş belâsıdır.
- deneyerek. trial balance muhasebede zimmet ve matlup yekunlarının mukayesesi
- duruşma, yargılama, deneme, sınavı, başbelası, dert
- imtihan kabilinden olan felaket veya keder. trial and error çeşitli yolları deneme