- liste
isim Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge"Elimden geldiği kadar listenizi yerine getirmeye çalışacağım." - N. Hikmet
- kayıt
isim Bir yere mal ederek deftere geçirme"Çocuğun kaydı bulunamadı."
- kayıt
isim Pencere çerçevesi
- defter
isim Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları"Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı." - S. Derviş
- kütük
isim Kalın ağaç gövdesi
- kaydetmek
-i, -e Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek
- kaydolmak
-e Yazılmak
- kayıt defteri
isim Kayıt yapılan defter
- kesit
isim Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey"Ağacın kesiti."
- kasa
isim Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap"Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı." - S. F. Abasıyanık
- sicil
isim Resmî belgelerin kaydedildiği kütük
- tesir etmek
etki etmek"Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır." - N. F. Kısakürek
- Regülatör
Teypte iki kasedin arka arkaya çalınması.
- Cetvel
Cetvel, Türk Dil Kurumu'nun tanımına göre; doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç, çizgilik ve liste, çizelge anlamlarına gelmektedir. Cetvelin birçok çeşidi bulunur
- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- sayaç
isim Hava gazı, elektrik, su vb.nin kullanılan miktarını veya mekanik etkilenmeleri ölçen alet, saat
- yazmak
-i Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak"Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum." - Ö. Seyfettin
- belirtmek
-i Açıklamak, tebarüz ettirmek"Üzüntülerini, kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir." - N. Cumalı
- ifade etmek
anlatmak"Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum." - A. H. Çelebi
- katalog
isim Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
- yazılmak
nsz Yazma işi yapılmak"Kusursuz şiirler öyle kolay kolay yazılmıyor." - A. Kabaklı
- dosya
isim Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili belgeler bütünü
- sezilmek
nsz Bir şey, bir durum anlaşılmak, hissedilmek"Uzaktan benizlerinin uçukluğu, kuvvetsizlikleri tamamıyla seziliyor, bıkkınlıkları, füturları anlaşılıyordu." - A. H. Müftüoğlu
- tescil etmek
bir şeyi bir yere kaydederek resmîleştirmek, kütüğe geçirmek
- deftere geçirmek
- yazmaç
- sicil, kütük, kayıt defteri, liste defteri, dosya, liste, kayıt, ses perdesi, kayıt eden aygıt, saat, sayaç, regülatör, kütüğe kaydetmek, sicile geçirmek, kaydetmek, listeye yazmak,
- birbirine uygun gelmek
- ismini sicile geçirmek
- kaydolunmak
- kütük sicil kayıt
- resmi kayıtlar defteri
- sicile geçirme
- taahhütlü olarak göndermek
- yazgılamak