- ödeme
isim Ödemek işi, tediye"Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." - Y. Z. Ortaç
- tamir
isim Onarma, onarım
- düzeltme
isim Düzeltmek işi, tashih
- ödence
isim, hukuk Tazminat
- tazminat
isim, hukuk Zarar karşılığı ödenen para, ödence"Benim bir raporum üzerine sonradan adamcağıza bileği için üç beş lira tazminat verdiler." - R. N. Güntekin
- tamir etmek
onarmak
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- doğrultmak
-i Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek"Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı." - T. Buğra
- tashih etmek
düzeltmek, doğrultmak"Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." - R. N. Güntekin
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- onarmak
-i Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek"Bozuk bir saati onardı."
- hakkını yerine getirmek
- kusuru tashih etme
- düzeltmek, tazminat, karşılık
- ıslah. redressable ıslah olunur.
- ıslah. redressal kusuru tashih