-  uydurmak -i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa  
-  razı etmek kabul ettirmek"Doğrusu ben ne güzelliğimin ne de ilmimin kimsenin ağzına düşmesine razı değilim." - E. İ. Benice  
-  barıştırma isim Barıştırmak işi  
-  uzlaştırmak -i Uzlaşmalarını sağlamak"Onlar da iki tarafı uzlaştırmak için son defa arabuluculuğa koşuyorlardı." - A. N. Karacan  
-  barıştırmak -i, -le Barışmalarını sağlamak, ara bulmak"Günah çıkartıp dargınları barıştıracağız anlaşılan." - N. Cumalı  
- yerleþtirmek
- ara bulmak
- aralarını bulmak
- barıştırmak, aralarını bulmak, uzlaştırmak,
- mutabık kılmak
- telif etmek. reconcile the accounts hesapları mutabık kılmak. reconcilement uzlaşma.