anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

raise

Kelimeler > R ile başlayan kelimeler > raise nedir ?
raise
raise, raise nedir ,raise ne demek
  • ayağa kaldırmak

    telaş ve heyecana düşürmek

  • yetişkin

    sıfat Yetişmiş, olgunlaşmış

  • bir araya getirmek

    toplamak"Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi." - F. R. Atay

  • yokuş

    isim Aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen eğimli yer, iniş karşıtı"Birimiz istasyon rampalarında yan gelirken birimiz yokuşlarda çabalar." - A. N. Asya

  • son vermek

    bitirmek, sona erdirmek"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa

  • neden olmak

    bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner

  • meydana getirmek

    olmasını sağlamak, oluşturmak"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin

  • zam

    isim Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim"Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek." - F. R. Atay

  • bakmak

    -e Bakışı bir şey üzerine çevirmek"Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" - C. S. Tarancı

  • almak

    -i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • kaldırmak

    -i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."

  • yükseltmek

    -i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • toplamak

    -i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon

  • canlandırmak

    -i Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak

  • büyütmek

    -i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet

  • eğitmek

    -i Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek"Çocukları eğitmek."

  • terbiye etmek

    eğitmek"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar

  • yetiştirmek

    -i, -e Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak

  • beslemek

    -i Yiyecek ve içeceğini sağlamak"Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar

  • bina etmek

    yapmak, kurmak, inşa etmek"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." - B. Felek

  • dikmek

    -i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."

  • inşa etmek

    kurmak, yapmak"Köprü inşası."

  • çıkarmak

    -den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak

  • anlatmak

    -i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa

  • açıklamak

    -i Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek

  • ilerletmek

    -i İlerlemesini sağlamak, ilerlemesine yol açmak"İşte o gün bugündür ahbaplığı ilerlettik." - N. Hikmet

  • uyandırmak

    -i Uyanmasına yol açmak"Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi." - İ. O. Anar

  • artırmak

    -i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis

  • çoğaltmak

    -i Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak, fazlalaştırmak, ziyadeleştirmek"Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." - P. Safa

  • yol açmak

    yol yapmak

  • kabartmak

    -i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan

  • biriktirmek

    -i Toplayıp yığmak

  • artış

    isim Artma işi, artım"Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü." - M. And

  • yükselme

    isim Yükselmek işi, itila"Pencereden çıkıp göğe yükselmeye başladı." - İ. O. Anar

  • üretmek

    nsz Aynı türden canlıları çoğaltmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak

  • geliştirmek

    -i Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak

  • yığmak

    -i, -e Bir tepe oluşturacak biçimde üst üste koymak

  • yaygarayı basmak

    bağırıp çağırmak"Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı." - S. M. Alus

  • velveleye vermek

    gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek"Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." - M. Ş. Esendal

  • şevk vermek

    isteklendirmek"Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül" - Y. K. Beyatlı

  • kabul etmek
  • harekete getirmek
  • yukarı kaldırmak
  • besleyip üretmek
  • kaldırmak yükseltmek
  • kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, dikmek, inşa etmek, yükseltmek, öndürmek, beslemek, yetiştirmek, büyütmek, toplamak, bir araya getirmek, vergin artışı, zam
  • ses yükseltmek
  • ufukta karayı görmek
  • ücret artışı
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • minimum
  • viper
  • valuta
  • wetland
  • likelihood
  • potentiality
  • deadly
  • unequivocal
  • viperous
  • toxical

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı