- söz
isim Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- söz vermek
bir işi yapacağını kesinlikle bildirmek
- işaret
isim Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im"Noktalama işaretleri."
- ant
isim Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem
- güvence
isim Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti
- teminat
isim Güvence"Sen de bana teminat olarak peşin iki yüz lira ver, işe girince iade edeyim." - N. F. Kısakürek
- ant içmek
bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek, yemin etmek
- güvence vermek
bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek
- taahhüt etmek
üstlenmek"Taahhüt işini ortağıma havale ettim." - A. Gündüz
- taahhüt
isim Bir şey yapmayı üstüne alma, üstlenme"Taahhüt işini ortağıma havale ettim." - A. Gündüz
- vaat
isim Bir işi yerine getirmek için verilen söz"Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?" - N. Hikmet
- dilek
isim Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat"Denizciler, koro hâlinde iyi dileklerini tekrarladılar." - Halikarnas Balıkçısı
- yemin
isim Ant
- rehin
isim, ticaret Bir borcun ödeneceğine teminat olarak ödenince geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey"Evim rehinde olduğu için ona dalgıçlık etmek zorundayım." - Halikarnas Balıkçısı
- adak
isim Adanılan şey, nezir"Hanım, bu aldığınız şeylerin adağını unuttunuz." - H. R. Gürpınar
- kasem
isim Ant"Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar..." - S. M. Alus
- inanca
isim Güvence
- kanıt
isim Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman"Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi." - Ç. Altan
- tutu
isim, ticaret Borcun ödeneceğine ilişkin borçlunun alacaklıya bir taşınmazı güvence olarak göstermesi, ipotek
- yemin etmek
ant içmek
- vaat etmek
- kefalet etmek
- rehine koymak
- şerefine içme
- and içmek
- ciddi olarak söz vermek veya verdirmek
- gizli bir örgüte girmeye yeminli kimse. hold in pledge rehin olarak tutmak. put in pledge rehine koymak take . the pledge yemin etmek
- rehin söz vaat
- tutu, rehin, söz, karşılıklı anlaşma, güvence, teminat, kanıt, işaret, rehine koymak, söz vermek, güvence vermek, taahhüt etmek
- şerefine içmek. pledger yeminli kimse.