-  elde etmek 
bir şeye sahip olmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba 
   -  ele geçirmek 
yakalamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba 
   -  almak 
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı 
   -  bulmak 
-i Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak"Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." - H. E. Adıvar 
   -  kazanmak 
-i Kazanç sağlamak"Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım." - P. Safa 
   -  satın almak 
-i Bir nesneyi belirlenen fiyatını ödeyerek kendine mal etmek, mübayaa etmek 
   -  sağlamak 
-i Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek"Süngerciler altı aylık kumanyalarını sağlamak için boğazlarına dek borçlandılar." - Halikarnas Balıkçısı 
   -  edinmek 
nsz Kendini bir şeye sahip kılmak, kendine sağlamak, elde etmek, iktisap etmek"Başlangıçta ücretini düşük tutup el mahareti edindi." - İ. O. Anar 
   -  âdet olmak 
öteden beri yapılır olmak"Bayram tebriği bir güzel âdettir." - B. Felek 
   - bulunabilir
 - elde etmek, edinmek, sağlamak, almak