- muafiyet
isim Ayrı tutulma, kendisine uygulanmama
- istiklal
isim Bağımsızlık"Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir." - Atatürk
- cüret
isim Yüreklilik, ataklık, cesaret"Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar." - R. N. Güntekin
- küstahlık
isim Küstah olma durumu
- özgür
sıfat Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür"Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar." - S. Birsel
- serbestlik
isim Serbest olma durumu"Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım." - Y. K. Karaosmanoğlu
- özgürlük
isim Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî"Özgürlüğünün ilk gününde meyhanedeki arkadaşları ona dostça öğütler verdiler." - İ. O. Anar
- ayrıcalık
isim Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz"Ölüm önünde herkes bir, ayrıcalık yok kimseye." - T. Oflazoğlu
- imtiyaz
isim Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık"Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin." - N. Hikmet
- hürriyet
isim Özgürlük"Vatan için, hürriyet için birbirine verdikleri şeref sözünü tutacaklar, gerekirse bu uğurda silahlarını da kullanacaklar." - E. C. Güney
- fazla serbestlik
- azat etmek. take liberties küstahlık etmek
- cüret göstermek
- cüret göstermek.
- hürmetsizlik göstermek. take the liberty cesa ret etmek
- işsiz. civil liberty şahsi hurriyet veya masuniyet
- medeni serbestlik. political liberty siyasi hürriyet. religious liberty dini hürriyet. set at liberty serbest bırakmak