- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- pek çok
sıfat Yeterinden fazla, bir hayli"Ona hayran olanlarımız pek çok fakat ne yazık ki onu hakkıyla okumuş ve anlamış bulunanlarımız pek azdır." - İ. A. Gövsa
- ifrat
isim Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı"İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider." - F. R. Atay
- bol
sıfat İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
- bol
isim Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
- mebzul
sıfat Bol, çok
- cömert
sıfat Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih, ahi, bonkör"Elinden gelen her iyiliği yapar, cömerttir, ikramı çok sever." - P. Safa
- eli açık
sıfat Cömert"Eli pek açık ve eğlenceye biraz fazla düşkündü." - S. Ali
- savurmak
-i Havaya atıp dağıtmak, saçmak"İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır." - N. F. Kısakürek
- müsrif
sıfat Tutumsuz"Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." - Ö. Seyfettin
- savurgan
sıfat Tutumsuz
- israf etmek
gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- savurganlık
isim Tutumsuzluk"Bu göze görünmeyen güçlü finans canavarları, savurganlığı teşvik ediyorlar." - A. Boysan
- bonkör
sıfat İyi yürekli
- tutumsuz
sıfat Aşırı harcamalar yapan, savurgan, müsrif
- savurgan, tutumsuz, bol, çok,
- bol bol harcamak. lavish gifts on one birine bol bol hediye vermek
- hediyelere gark etmek. lavishness müsriflik
- ifrat.