- alma
isim Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
- gelişmiş
sıfat Gelişme gösteren, ümranlı"Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum." - H. Taner
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- artırmak
-i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis
- arttırmak
-i Artırma işi yapılmak
- çoğaltmak
-i Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak, fazlalaştırmak, ziyadeleştirmek"Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." - P. Safa
- artırma
isim Artırmak işi"Çocuk oyunlarının büyük çoğunluğu gibi heyecanı artırma zamanı geldi." - A. Kutlu
- geliştirmek
-i Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
- iyileştirmek
-i İyileşmesini sağlamak, sağlığına kavuşturmak, tedavi etmek
- fazlalaştırmak
-i Çoğaltmak
- ziyadeleştirmek
-i Çoğaltmak
- artırma.