- bahis
isim Üzerinde konuşulan şey, konu"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
- kavga
isim Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa"O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi." - A. Ümit
- karşı çıkmak
dışarıdan gelenleri karşılamaya gitmek"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
- uyuşmazlık
isim Uyuşmama durumu"Zamanı ve ortamı ile uyuşmazlığı buradan geliyordu." - H. Taner
- mücadele
isim Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çaba, savaş
- tartışma
isim Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma"Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." - T. Buğra
- kavga etmek
birbiriyle atışmak, dövüşmek"O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi." - A. Ümit
- anlaşmazlık
isim İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme"Hüdai ile olan anlaşmazlıklar durulacak gibi değildi." - A. Kulin
- itiraz etmek
bir düşünce veya kararı benimsemeyerek karşı çıkmak, karşı çıkmak"Benim bunlara itirazım yoktu. Tek itirazım, annemin oynamaya kaldırılmasıydı." - A. Kutlu
- reddetmek
nsz Verilen veya yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek"Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti." - S. F. Abasıyanık
- münakaşa
isim Tartışma"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- çekişme
isim Çekişmek işi"Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu." - N. F. Kısakürek
- tartışmak
nsz, -le Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak
- çekişmek
nsz, -le İki yönünden karşılıklı çekmek"Halat çekişmek."
- münakaşa etmek
tartışmak"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- çatışma
isim Çatışmak işi"Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum." - Ç. Altan
- ihtilâf
Kur’an-ı Kerim, Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık.
- münazaa
isim Ağız kavgası, çekişme, münakaşa
- polemik
isim Söz dalaşı"Ödüller, sataşmalar, polemikler tek yankılanma yolu olup çıktı." - A. Ağaoğlu
- kabul etmemek
- tartışı
- herkesçe kabul edilmiş
- karşı koy
- münakaşa tartışma
- tartışmak, çekişmek, hüccet etmek, kavga etmek, karşı çıkmak, itiraz etmek, kabul etmemek, tartışma, çekişme, kavga, anlaşmazlık, uyuşmazlık