- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- izin vermek
birini bir şey yapmada serbest bırakmak"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- onay
isim Uygun bulma, tasdik, icazet, izin"Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi." - İ. O. Anar
- ittifak
isim Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- izin
isim Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- rıza
isim Razı olma, isteme, istek
- müsaade
isim İzin, icazet, ruhsat"Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler." - A. Kabaklı
- muvafakat etmek
uygun görmek, onaylamak, kabul etmek
- muvafakat
isim Uygun görme, onama, kabul etme
- oybirliği
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Bir konuda bütün oyların birleşmesi.
- kabul etmek
- razı olmak
- uygun bulma
- izin vermek, razı olmak, izin, rıza
- kabul etmek.
- müsaade izin
- oy birliği. by common consent umumun rızasl ile. Silence gives consent. Sükut ikrardan gelir. with one consent hep birden.