- petek
isim Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağızlı bal mumu yuvacıklar topluluğu
- tepe
isim Bir şeyin en üstteki bölümü"Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." - S. F. Abasıyanık
- tarak
isim Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç"Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi." - L. Tekin
- aramak
-i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- sorguç
isim Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, tuğ, tepelik"Sokak fenerleri önünden geçtikçe bu camların üstünde ışıktan saçaklar ve sorguçlar belirip kayboluyordu." - R. N. Güntekin
- kılçık
isim, hayvan bilimi Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
- taramak
-i Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek"Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." - Y. Kemal
- ibik
isim Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı"Çocuğun yüzü ibik gibi kızardı." - H. Taner
- penye
isim Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
- sistire
isim Bir tahtanın üzerindeki ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lama
- taranmak
nsz Tarama işi yapılmak"Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı." - H. E. Adıvar
- tarak, tarama, bal peteği, horoz ibiği, taramak,
- dalganın yüksek kısmı
- ibik gibi şey