- soğuk
sıfat Isısı düşük olan, sıcak karşıtı"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
- buz gibi
çok soğuk"Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." - T. Dursun K
- soğuk algınlığı
isim, tıp (***) Sıklıkla virüslerin yol açtığı, beden ısısında yükselme, burun akıntısı ile ortaya çıkan solunum yolu hastalığı"Hastalığım soğuk algınlığıymış." - N. F. Kısakürek
- serin
sıfat Az soğuk, ılık ile soğuk arası"Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin." - R. H. Karay
- soğutmak
-i Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak"Suyu soğutmak."
- dondurmak
-i Donmasını sağlamak
- korkutmak
-i Korkmasına yol açmak"Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta." - A. Ağaoğlu
- donmak
nsz Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
- sertleşmek
nsz Sert bir durum almak, katılaşmak"Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti." - R. N. Güntekin
- titreme
isim Titremek işi"Herkeste bir içlenme, bir acılanma, bir titreme vardı." - İ. H. Baltacıoğlu
- titretmek
-i Titremesine yol açmak"Ellerini büsbütün titretiyordu." - R. H. Karay
- ürpermek
nsz Korku, tiksinti, üşüme vb. yüzünden tüylerin dikilip derinin nokta nokta kabarmasıyla görülen ani titreme"Fısıltılar duyarım, ürperirim / Terasta sanki bir ayak sesinden" - H. F. Ozansoy
- ürperti
isim Ürperme duygusu"İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum." - Y. Z. Ortaç
- soğukluk
isim Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet"Yatağımın içinde bu takır takır tahtaların soğukluğunu, sertliğini duyar gibi olurdum." - A. Ş. Hisar
- üşümek
nsz Isı yokluğundan, azlığından veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak"Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu." - Ö. Seyfettin
- üşütme
isim Üşütmek durumu
- üşüme
isim Üşümek iş"Üşüme nöbetine tutulanların hareketiyle cevap verdim." - A. Gündüz
- soğumak
nsz Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek"Üşüyorum, vücudumun soğuduğunu duyuyorum, dişlerim birbirine vuruyor." - R. H. Karay
- ürperme
isim Ürpermek işi"Bahçemde / Yağmur bunun için yağıyor / Bunun için bu ürpermeler" - H. F. Ozansoy
- üşütmek
-i Üşümesine sebep olmak"Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın." - R. N. Güntekin
- serinletmek
-i Serin duruma getirmek, serinlik vermek"Kış rüzgârı, uykusuzluktan kızaran gözlerini, işretten kuruyan dudaklarını serinletir." - R. H. Karay
- serinlik
isim Serin olma durumu
- soğuk davranış
- üşütücü
- soğuk döküm kalıbı
- korkunç hikâye
- korkunç hikâye.
- soğuk algınlığı üşütme
- soğuk davranış.
- soğuk. take the chill off ıIıtmak. chill-cast soğuk kalıba dökülmüş. chiller soğutucu
- soğumak, soğutmak, ürpertmek, korkutmak, soğuk, titreme, ürperti, soğuk algınlığı, soğukluk, soğuk
- ümidini kırmak. chillingly üşütücü bir şekilde. chillriess soğuk