- arkasından koşmak
iş yaptırmak için birinin arzusunu kollamak, görüşme fırsatı aramak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
- izleme
isim İzlemek işi, takip"Töreni izlemeye gelenlerin bir kısmı bu iş için tutulmuş insanlardı." - E. Şafak
- hakketmek
-i, -e Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oymak
- av
isim Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr"Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü." - N. F. Kısakürek
- takip
isim Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme"Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." - H. E. Adıvar
- acele etmek
çabuk davranmak, ivmek"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- takip etmek
yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek"Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." - H. E. Adıvar
- izlemek
-i Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek"Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi." - A. Ümit
- kovmak
-i Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek"Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." - M. Ş. Esendal
- oluk
isim Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru"Değirmen oluğu."
- oymak
isim Aşiret
- koşmak
nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu
- kovalamak
-i Kovmak
- avlamak
-i Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek
- kovalama
isim Kovalamak işi"O kaçmalar, kovalamalar, kışkırtıcı hareketlerin hepsi onda da vardı." - N. Cumalı
- avcılık
isim Avcının yaptığı iş
- avlanmak
nsz Avlama işine konu olmak
- peşine düşmek
- peşinden koşmak
- peşinde koşma
- av takip kovalama
- avlanabilinen alan
- kabartma işleri yapmak
- peşine düşmek, kovalamak, kovmak, koşuşturmak, takip, kovalama, av