-  
 can alacak nokta (veya yer)  : bir şeyin en önemli yeri 
   -  
 can alıp can vermek  : ölüm sıkıntısı ve acısı içinde bunalmak 
   -  
 can atmak  : şiddetle arzu etmek, çok istemek 
   -  
 can başına sıçramak  : çok korkmak 
   -  
 can baş üstüne  : istenilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatan bir söz 
   -  
 can beslemek  : kaygısızca yiyip içip rahatına bakmak 
   -  
 can boğazdan gelir (veya geçer)  : "insan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can borcunu ödemek  : ölmek 
   -  
 can bostanda bitmez  : "insan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can bulmak  : dirilmek, canlanmak 
   -  
 can cana, baş başa  : bir tehlike anında herkesin kendi canının, kendi başının kaygısına düştüğünü anlatan bir söz 
   -  
 can candan şirindir (veya tatlıdır)  : "bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can canın yoldaşıdır  : "insan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can cümleden aziz  : "insanın kendisi herkesten daha değerlidir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can çekişmek  : ölmek üzere bulunmak 
   -  
 can çekişmektense ölmek yeğdir  : "bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz  : "insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir" anlamında kullanılan bir söz 
   -  
 can dayanmamak  : bir şey karşısında insanın dayanıklılığı elden gitmek 
   -  
 can derdinde olmak  : zor bir durumdan kurtulmaya çalışmak 
   -  
 can derdine düşmek  : ölüm korkusuna kapılmak